Diyarbakır Kalesi ve Surları
Diyarbakır kalesinin kesin olarak ilk inşa tarihi tam bilinmiyor. Kalenin kuruluşu kentin tarihi kadar eski ve farklı dönemlerin ilave ve inşa tekniklerini üzerinde barındırmaktadır. Dicle Vadisinin kenarında yer alan kale, topografyanın şekline göre kentin etrafını kuşatmaktadır. Araştırmacılar sur duvarlarının 75 den fazla burçla takviye edildiğini belirti. Ancak günümüzde altı tanesi mevcuttur. Surların dört ana yöne bakan dört tane kapısı bulunuyordu. Bu kapılar; batıda Urfa Kapı, güneyde Mardin Kapı, doğuda Yeni Kapı, kuzeyde ise Harput Kapısı adlarıyla anılıyordu.
Bazalt taşından inşa edilen kalenin doğusunda, İç Kalesi bulunur. İç Kale bir höyüğün etrafinı çevrelemektedir. İç Kalenin kuruluşunun Mezopotamya kültürleri ile ilişkisi olduğu ve Hurriler zamanında kurulduğu düşünülmektedir.
Kentin sur duvarlarının inşasının MS. 4 yy.'a kadar gittiği düşünülmektedir. 349 da Rom İmparatoru il. Constantius, tarafından kentin etrafı surlarla çevrildi (Sözen, 1971, 19 ) Bu dönemde kent içinde başka imar çalışmalarında da bulunuldu. 362'de Roma İmparatorluğu ile Sasaniler arasındaki anlaşmaya göre bölgedeki birçok kale Sasanilere bırakılınca, Nusaybin'deki Hıristiyan halk Diyarbakır'a göç etmek zorunda kalmıştır. Yeni gelenler için kentin batı surları yıkılarak genişletilmek zorunda kalmıştır. Urfa Kapısıyla, Yeni Kapı arasındaki doğu batı bağlantısı bu dönemde kurulmuştur. Böylelikle kentin surları, plan olarak şeklini bu dönemde almıştır. Ancak surlara yapılan ilaveler ve genişletmeler izleyen yüzyıllar içinde artarak devam etmiştir. 909'da Abbasi Halesi el-Muktedir zamanında Diyarbakır'ın öneminin artması ve sürekli olarak gelişmesine paralele olarak sur duvarlarının onarım ve takviyesine de önem verilmeye başlanmıştır. El-Muktedir zamanında Harput ve Mardin Kapıları yeniden inşa edilmiş, anca daha sonraları halifenin karşıtları tarafından tahrip edilmiştir.
Harput Kapısının üzerinde kaba bir formda yapılmış hayvan kabartmaları bulunur. Şehrin kapılan ortaçağ kentlerinde alışık olunduğu üzere iki yarım dairevi burçla takviye edilmiştir. Mardin Kapı'sında da benzer bir düzenleme kendisini göstermektedir.
Selçuklu Sultanı Melikşah, batıdaki sur duvarı üzerine dört tane burç inşa ettirmiştir. Bu burçların üzerinde inşa tarihiyle ilgili birer de küfi kitabe yerleştirilmiştir.
Kitabelerin içinde en erken tarihli olanı 1088'dir. Kitabenin çevresinde iki tane boğa ve ortada oturan bir insan figürü yer almaktadır. Bu kitabede şunlar yazılıdır:
"Esirgeyen, bağışlayan Tanrı adıyla; yüce sultan, sultanların en büyüğü, Tanrı'nın topraklarının Sultanı, ülkelerinin efendisi ve halifesinin yardımcısı, dünya ve dinin hakimi, devletin büyüklüğü ve milletin lütfu, fetihler babası, Alp Arslan oğlu Melik Şah tarafından-Tanrı onun zaferlerine yardımcı olsun- mülklerin direği, devletin desteği, dinin güneşi-Tanrı günlerini ve cesaretini sürekli kılsın-Abdülmelik oğlu Ebu Ali el-Hasan'ın yüce valiliği sırasında Kadı Abdülvahid oğlu Ebu Nasr Muhammed'in eliyle Urfalı mimar Selamet oğlu Muhammed'e 481 senesinde yaptırılmıştır. Tarihi: 481 H./1088-1089 M."
Benzer bir kule hemen hemen aynı tarihlerde inşa edilmiştir. Bu kulenin kitabesinin bulunduğu şerit de oturan bir figür ve ilk hattın sonunda kuyrukları düğümlü bir aslan ve bir yanında koşan bir at tasviri görülmektedir. Buranın üzerinde oturan bir kadın ve kartal figürü yer almaktadır.
Bir diğer kitabede de şunlar yazılıdır:
"Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla; bunun yapılmasını Büyük Sultan, Büyük Şahların Şahı, hükümdaralar hükümdarı, din ve dünyanın yücelticisi, devletin kudreti, fetih babası, Alparslan oğlu Melikşah - Allah saltanatını devamlı kılsın-emretti. Devletin dayanağı, devletin mutemedi bereket babası, Cehir oğlu Mansur Muhammed valiliği zamanında Allah günlerini uzatsın; kadıların şerefi, büyük kadı Abdülvahid oğlu Abu nasır Muhammed vekaletiyle 485 (1092) senesinde mimar Selamet oğlu Muhammed'e yaptırılmıştır."
Diyarbakır sonraki yıllarda Artukluların başkenti olmuştur. Bu dönemde sur duvarlarında bazı ilaveler ve onarımlar daha yapılmıştır. Bu dönemde Urfa Kapısı yeninden inşa edilmiş, kapı üzerindeki ejder tasvirleri, kartallar yapılmıştır. Bu dönemde belki de surlardaki en önemli bölümlerden birisi olarak kabul edilen Ulu Beden ve Yedi Kardeş Burçları yapılmıştır. Her iki burç, 1208'de Artuklu Melik Salih Mahmud tarafından inşa edilmiştir. Ulu Beden burcunun mimarı üzerindeki kitabesine göre İbrahim bin Cafer'dir. Ulu Beden Burcu dairevi bir planda inşa edilmiştir. Burcun üzerinde büyük ölçülerde bir kitabe parçası bulunmaktadır. Kitabenin en büyük bölümü küfi tarzda tek şerit halinde yazılmıştır. Fakat iç kısmında daha küçük üç şerit bulunmaktadır. Kitabenin üzerinde insan başlı, kanatlı aslanlar görülür. Aşağısında ise boğalara yer verilmiştir. Merkezde ise Artuklu devlet arması olan çift başlı kartal motifi yer alır. Yedi Kardeş Burcu'nun mimarı ise Yahya bin İbrahim Sufi'dir. Bu burç da Ulu Beden burcuna benzemektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder